16 Şubat 2011 Çarşamba

Çinli Filozof Chang Ying Yue'dan:

Her kim gün boyunca arı kadar aktif,
bir boğa kadar güçlü,
bir at kadar çalışkan olduğu halde,
akşam olunca bir köpek kadar bitkin eve dönüyorsa;
bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması,
kuvvetle muhtemeldir.

Hadi buda bloğun erkeklerine olsun :)))

Çinli Filozof Chang Ying Yue'dan:

Her kim gün boyunca arı kadar aktif,
bir boğa kadar güçlü,
bir at kadar çalışkan olduğu halde,
akşam olunca bir köpek kadar bitkin eve dönüyorsa;
bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması,
kuvvetle muhtemeldir.

Hadi buda bloğun erkeklerine olsun :)))

ERKEK NE İSTER?










"Pazarlama konusunda uzman ve yazılarını takip ettiğim ve zaman zaman alıntılar yaptığım bir siteden aldığım bu yazının bir kısmını Altıntaş'ın dostluk ve kahve temalı maili üzerine burada paylaşmak istedim. "

Başlıktaki bu soruyu, "Erkek seks ister." diye cevapladıysanız, doğru bildiniz. Evet, erkekler seks isterler; çünkü performanslarını kanıtlamak isterler, öncelikle kendilerine.

Ayrıca her türlü yarışma içeren oyun oynamak, izlemek isterler.

Bir de karınları acıktığında hemen yemek isterler.

Ayrıca şevkat isterler. Başka bir şey isterler mi bilmiyorum?

Fıkra gibi bir giriş oldu biliyorum ama bu yazıda anlatmak istediklerimi de bayağı iyi özetledi.

İsterseniz ciddi olarak bir kere daha sorarak başlayayım: Erkek ne ister?
Erkek güçlü olmak ister.

Ait olduğu grubun hiyerarşisini anlamak, liderin nasıl karar aldığını bilmek ve sistemin nasıl çalıştığını kavramak ister. Bir kere bu verileri deşifre ettikten sonra grup içinde kendine yer edinmek , yükselmek ister.

Bu özellikler, binlerce yıllık genetik kodlarında mevcuttur. Tek başına avlanıp, evine yemek götürmek zorunda olan bir erkek, grup olarak birlikte avlananlara göre daha zayıf ve korunmasızdır. Erkek için en büyük tehlike gruptan dışlanmaktır.

Bu nedenle bugünün şirket yapılarını anlamak, “açıkça söylenmemiş kuralları deşifre etmek”, “yükselmek için yapılması gerekenleri bilmek” bir erkeğin doğal olarak yapabildiği işlerdir.

Şirketlerin yapısı da, siyaset de, futbol da kendine özgü kuralları, mantığı olan sistemlerdir. Sistem kurmak ve herhangi bir sistemin kurallarını anlayıp bu sistemde hangi değişkenlerin, hangi sonuçları doğuracağını öngörebilmek erkeklerin genlerinde mevcuttur. (Kadınlar Mantıksız! Erkekler Duygusuz!)
Sadece iş ortamında değil erkekler boş zamanlarında da aynı davranış kalıbını gösterirler: Futboldaki sistem (4-4-2 veya 4-5-1 gibi) tartışmalarının erkeklere son derece cazip gelmesi ya da 40 yaşında iş güç sahibi erkeklerin, bir araya gelip, Play Station oynamaları da geçici bir heves değildir.

Bütün erkekler güçlü olmak mecburiyetinde olduklarını bilirler; çünkü güçlü olduklarında avladıkları avdan daha fazla pay alabilecekler ve çevredeki en güzel kadın tarafından seçilme şansına sahip olabileceklerdir.

Bu nedenle ait oldukları grubun hiyerarşisinde kaçıncı sırada olduklarını, kiminle iyi geçinip kime hükmedebileceklerini iyi bilirler. Erkeklerin siyasete yatkınlığının en önemli sebebi budur.

Mücadele, hırs, rekabet, başarı erkek dünyasına ait değerlerdir. Hayatta kalabilmek için güçlü olmaya programlanmış genleri ve toplum tarafından doğduğu günden itibaren aynı beklenti ile koşullanmaları nedeniyle erkekler için başarısızlık, “ölüm”le eş değer bir kavramdır.
Sürekli bir “yarışma” hali içinde olmaları ömür boyu devam eder. Erkeğin bu “performans endişesi” (performans anxiety) ancak emeklilik yaşında ortadan kalkar ve bambaşka biri olur.

ERKEK NE İSTER?










"Pazarlama konusunda uzman ve yazılarını takip ettiğim ve zaman zaman alıntılar yaptığım bir siteden aldığım bu yazının bir kısmını Altıntaş'ın dostluk ve kahve temalı maili üzerine burada paylaşmak istedim. "

Başlıktaki bu soruyu, "Erkek seks ister." diye cevapladıysanız, doğru bildiniz. Evet, erkekler seks isterler; çünkü performanslarını kanıtlamak isterler, öncelikle kendilerine.

Ayrıca her türlü yarışma içeren oyun oynamak, izlemek isterler.

Bir de karınları acıktığında hemen yemek isterler.

Ayrıca şevkat isterler. Başka bir şey isterler mi bilmiyorum?

Fıkra gibi bir giriş oldu biliyorum ama bu yazıda anlatmak istediklerimi de bayağı iyi özetledi.

İsterseniz ciddi olarak bir kere daha sorarak başlayayım: Erkek ne ister?
Erkek güçlü olmak ister.

Ait olduğu grubun hiyerarşisini anlamak, liderin nasıl karar aldığını bilmek ve sistemin nasıl çalıştığını kavramak ister. Bir kere bu verileri deşifre ettikten sonra grup içinde kendine yer edinmek , yükselmek ister.

Bu özellikler, binlerce yıllık genetik kodlarında mevcuttur. Tek başına avlanıp, evine yemek götürmek zorunda olan bir erkek, grup olarak birlikte avlananlara göre daha zayıf ve korunmasızdır. Erkek için en büyük tehlike gruptan dışlanmaktır.

Bu nedenle bugünün şirket yapılarını anlamak, “açıkça söylenmemiş kuralları deşifre etmek”, “yükselmek için yapılması gerekenleri bilmek” bir erkeğin doğal olarak yapabildiği işlerdir.

Şirketlerin yapısı da, siyaset de, futbol da kendine özgü kuralları, mantığı olan sistemlerdir. Sistem kurmak ve herhangi bir sistemin kurallarını anlayıp bu sistemde hangi değişkenlerin, hangi sonuçları doğuracağını öngörebilmek erkeklerin genlerinde mevcuttur. (Kadınlar Mantıksız! Erkekler Duygusuz!)
Sadece iş ortamında değil erkekler boş zamanlarında da aynı davranış kalıbını gösterirler: Futboldaki sistem (4-4-2 veya 4-5-1 gibi) tartışmalarının erkeklere son derece cazip gelmesi ya da 40 yaşında iş güç sahibi erkeklerin, bir araya gelip, Play Station oynamaları da geçici bir heves değildir.

Bütün erkekler güçlü olmak mecburiyetinde olduklarını bilirler; çünkü güçlü olduklarında avladıkları avdan daha fazla pay alabilecekler ve çevredeki en güzel kadın tarafından seçilme şansına sahip olabileceklerdir.

Bu nedenle ait oldukları grubun hiyerarşisinde kaçıncı sırada olduklarını, kiminle iyi geçinip kime hükmedebileceklerini iyi bilirler. Erkeklerin siyasete yatkınlığının en önemli sebebi budur.

Mücadele, hırs, rekabet, başarı erkek dünyasına ait değerlerdir. Hayatta kalabilmek için güçlü olmaya programlanmış genleri ve toplum tarafından doğduğu günden itibaren aynı beklenti ile koşullanmaları nedeniyle erkekler için başarısızlık, “ölüm”le eş değer bir kavramdır.
Sürekli bir “yarışma” hali içinde olmaları ömür boyu devam eder. Erkeğin bu “performans endişesi” (performans anxiety) ancak emeklilik yaşında ortadan kalkar ve bambaşka biri olur.