10 Ağustos 2012 Cuma

ANTAKYA PROGRAMI TRANSFER BİLGİLERİ

Antakya gezisine katılacaklar için bilgilendirmedir.
Arkadaşlar,
04. EKİM.2012 Adana Havalimanı - Antakya transferi (200 km)
07.EKİM.2012 Antakya - Adana Havalimanı transferi,  ve gerekirse Antakya içinde kullanım için Antakya'da turizm taşımacılığı yapan bir firma ile görüşüp prensip olarak anlaştık.
Firma Turizm Belgeli taşıma sigortalı, 2012 Model WV Crafter 16+1 VIP aracını şoförlü olarak bize tahsis edecektir.
karşılığında ise geliş ve gidiş transferlerin herbiri için 300TL
Şehir için gezi programı için yakıt bizden olmak kaydı ile günlük 250 TL.
Rehber talebimiz olması durumunda ise günlük 200 TL talep etmektedir. (gerçi Metin var onun eline su dökemez ama hiç bir rehber) teklif edildiği gibi paylaşayım dedim.
Gereği için bilgilerinize sunuyorum.
Programın içeriğine göre ne talebimiz olacaksa bildirelim.
Katkı ve İtirazlarınıza göre son şeklini verip konfirme edeceğiz.
Saygılarımla,
Ulaşım sorumlunuz, ben

ANTAKYA PROGRAMI TRANSFER BİLGİLERİ

Antakya gezisine katılacaklar için bilgilendirmedir.
Arkadaşlar,
04. EKİM.2012 Adana Havalimanı - Antakya transferi (200 km)
07.EKİM.2012 Antakya - Adana Havalimanı transferi,  ve gerekirse Antakya içinde kullanım için Antakya'da turizm taşımacılığı yapan bir firma ile görüşüp prensip olarak anlaştık.
Firma Turizm Belgeli taşıma sigortalı, 2012 Model WV Crafter 16+1 VIP aracını şoförlü olarak bize tahsis edecektir.
karşılığında ise geliş ve gidiş transferlerin herbiri için 300TL
Şehir için gezi programı için yakıt bizden olmak kaydı ile günlük 250 TL.
Rehber talebimiz olması durumunda ise günlük 200 TL talep etmektedir. (gerçi Metin var onun eline su dökemez ama hiç bir rehber) teklif edildiği gibi paylaşayım dedim.
Gereği için bilgilerinize sunuyorum.
Programın içeriğine göre ne talebimiz olacaksa bildirelim.
Katkı ve İtirazlarınıza göre son şeklini verip konfirme edeceğiz.
Saygılarımla,
Ulaşım sorumlunuz, ben

BİR ZAMANLAR YAZMIŞTIM BUNU BUGÜNYAŞANAN ADİ OLAYDAN SONRA YENİDEN YAYINLAMA GEREK DİYE DÜŞÜNDÜM...


GÂVUR İZMİR

Anadolu'nun çok yerinde İzmir’e İzmirlilere ‘’gâvur’’ derler. Aşağılamak için.
Kendinden olmama anlamı taşıyan bu nitelemeyi sever, İzmirliler.
Başkaları gibi tutucu, bağnaz olmaktansa, çağdaş, Avrupai görüntüsünün böyle aykırı bir niteleme doğurduğunun farkındadır.
Güler geçer, İzmirliler.

Bugünkü Hisar Camii çevresinde kurulan eski kentin, Ceneviz kolonisi olması daha sonraları ise Seferad Yahudilerinin gelip yerleştiği bugünkü Konak çevresi nedeniyle, İzmir’in merkezi yıllar boyunca Gavur İzmir olarak adlandırılmıştır. Çarşının ve limanın merkezde yer alması, bu alışveriş ve ticaret bölgesinin uzun yıllar "Gâvur İzmir" diye adlandırılmasına neden olmuştur.

İşgal yaşamış, kurtuluş savaşı ve mübadele ile gayrimüslim nüfusunu büyük oranda yitirmiş olmasına karşın, bazı özelliklerini yitirmemiştir. Kimilerine göre hala gâvurluk diye adlandırılsa da, ülkemizin batılı yüzü olmuştur, İzmir.

Vatanseverdir, İzmirliler.
İstanbul yönetimi mütareke imzalayıp teslim olurken onlar kurtuluş savaşının ilk kurşunu niyetine kendi insanını sürer namluya. İlk kurşunu o sıkar.
Dönemin yönetimi için kabul edilmez bir başkaldırıdır, gâvurluktur İzmirlinin bu yaptığı.

Riyakâr değildir. Hoşgörüsü yüksektir, İzmirlinin.
Kemeraltı’nda meyhaneler sokağı olarak bilinen Veysel çıkmazında çoğu meyhane sahibi ramazan ayında "meyhanemiz ramazan nedeniyle kapalıdır" yazısı asarken, Ferit Baba’nın meyhanesi camına "meyhanemiz ramazanda nöbetçidir" yazısı asar.  
Kızmaz, karışmaz kimse kimsenin yaşantısına. Kimileri için ise gâvurluğun dışavurumudur, bu hoşgörü.

Değerlerinin farkındadır. Vefakârdır, İzmirli.
Yunan işgalinden sonra çok büyük bir kısmı yanmış ve harap olmuş halde geri alınan yangın yeri denen, eski kent merkezi olan metruk alan, o zamana kadar yapılan park alanlarının en büyüğü olan İzmir Fuarı olarak 1937 de açılmıştır.
Fuar, yıkılmış, tükenmiş kentin insanlarının gayreti ile İzmir' in yeniden kurulusunun ve çağdaş kimliğinin göstergesi olmuştur. 30.Ağustos kapısından girdiğiniz zaman sizi sol tarafta küçük bir heykel karsılar. Bu heykel bir yalak önünde 3 adet at başından oluşmaktadır. Heykelin altında "Bu heykel İzmir fuarının yapımında çalışan ve çoğu bu çalışmalar sırasında can veren atların anısına yaptırılmıştır" diye yazmaktadır.
Kimilerine göre ise, bu ülkede heykeli dikilebilecek o kadar önemli şahsiyet varken yapmıştır yine gâvurluğunu, İzmirli.

Gâvurluk nitelemesini sever İzmirli.
Çağdaş, demokrat, aydın ve aykırı olmanın karşılığı olduğunun farkındadır, bu nitelemenin. İnançların insanin vicdanında olduğunu, kimseye inancı için hesap vermek zorunda olmadığını bilir ve dahası kendini gâvur diye niteleyip kendinden saymayanları da -ki onlarında emin olun beğenmedikleri gâvur İzmir’de birkaç canı ve/veya mülkü bulunuyordur- bağrına basar, İzmirli.. Çünkü hayatın her şeyin önünde olduğunu, asıl olanın yaşamak olduğunu bilir ve bunu haykırır.
Gâvurluğu sever İzmirli

Gâvur İzmir, son günlerde bu defa da ‘’Faşist İzmir’’ nitelemesiyle gündeme geldi. Öyle midir sizce de acaba bilemem ama görev süresi dolduğu için yakında ülkesine dönecek olan İtalya’nın İzmir Konsolosu Simon CARTA, tarihi bir İtalyan cemaatinin olduğu bu çağdaş kentte, kendi kültürleri ve inanışları ile yaşadıklarını hatırlatarak, İzmir’den ayrılmanın çok zor olduğunu, profesyonel yapısı yanı sıra, burada gördükleri insani vasıflardan çok etkilendiklerini,  ‘’güvenlik seviyesi çok yüksek, dünyaya örnek bir kent’’ olduğunu söylüyor ve ekliyor ‘’Bana o ayrılık gününü hiç hatırlatmayın!’’

Hadi bakalım… Elin gâvuru da böyle düşünüyor !!

Nolcek şimdi? Napcez şimdi?

BİR ZAMANLAR YAZMIŞTIM BUNU BUGÜNYAŞANAN ADİ OLAYDAN SONRA YENİDEN YAYINLAMA GEREK DİYE DÜŞÜNDÜM...


GÂVUR İZMİR

Anadolu'nun çok yerinde İzmir’e İzmirlilere ‘’gâvur’’ derler. Aşağılamak için.
Kendinden olmama anlamı taşıyan bu nitelemeyi sever, İzmirliler.
Başkaları gibi tutucu, bağnaz olmaktansa, çağdaş, Avrupai görüntüsünün böyle aykırı bir niteleme doğurduğunun farkındadır.
Güler geçer, İzmirliler.

Bugünkü Hisar Camii çevresinde kurulan eski kentin, Ceneviz kolonisi olması daha sonraları ise Seferad Yahudilerinin gelip yerleştiği bugünkü Konak çevresi nedeniyle, İzmir’in merkezi yıllar boyunca Gavur İzmir olarak adlandırılmıştır. Çarşının ve limanın merkezde yer alması, bu alışveriş ve ticaret bölgesinin uzun yıllar "Gâvur İzmir" diye adlandırılmasına neden olmuştur.

İşgal yaşamış, kurtuluş savaşı ve mübadele ile gayrimüslim nüfusunu büyük oranda yitirmiş olmasına karşın, bazı özelliklerini yitirmemiştir. Kimilerine göre hala gâvurluk diye adlandırılsa da, ülkemizin batılı yüzü olmuştur, İzmir.

Vatanseverdir, İzmirliler.
İstanbul yönetimi mütareke imzalayıp teslim olurken onlar kurtuluş savaşının ilk kurşunu niyetine kendi insanını sürer namluya. İlk kurşunu o sıkar.
Dönemin yönetimi için kabul edilmez bir başkaldırıdır, gâvurluktur İzmirlinin bu yaptığı.

Riyakâr değildir. Hoşgörüsü yüksektir, İzmirlinin.
Kemeraltı’nda meyhaneler sokağı olarak bilinen Veysel çıkmazında çoğu meyhane sahibi ramazan ayında "meyhanemiz ramazan nedeniyle kapalıdır" yazısı asarken, Ferit Baba’nın meyhanesi camına "meyhanemiz ramazanda nöbetçidir" yazısı asar.  
Kızmaz, karışmaz kimse kimsenin yaşantısına. Kimileri için ise gâvurluğun dışavurumudur, bu hoşgörü.

Değerlerinin farkındadır. Vefakârdır, İzmirli.
Yunan işgalinden sonra çok büyük bir kısmı yanmış ve harap olmuş halde geri alınan yangın yeri denen, eski kent merkezi olan metruk alan, o zamana kadar yapılan park alanlarının en büyüğü olan İzmir Fuarı olarak 1937 de açılmıştır.
Fuar, yıkılmış, tükenmiş kentin insanlarının gayreti ile İzmir' in yeniden kurulusunun ve çağdaş kimliğinin göstergesi olmuştur. 30.Ağustos kapısından girdiğiniz zaman sizi sol tarafta küçük bir heykel karsılar. Bu heykel bir yalak önünde 3 adet at başından oluşmaktadır. Heykelin altında "Bu heykel İzmir fuarının yapımında çalışan ve çoğu bu çalışmalar sırasında can veren atların anısına yaptırılmıştır" diye yazmaktadır.
Kimilerine göre ise, bu ülkede heykeli dikilebilecek o kadar önemli şahsiyet varken yapmıştır yine gâvurluğunu, İzmirli.

Gâvurluk nitelemesini sever İzmirli.
Çağdaş, demokrat, aydın ve aykırı olmanın karşılığı olduğunun farkındadır, bu nitelemenin. İnançların insanin vicdanında olduğunu, kimseye inancı için hesap vermek zorunda olmadığını bilir ve dahası kendini gâvur diye niteleyip kendinden saymayanları da -ki onlarında emin olun beğenmedikleri gâvur İzmir’de birkaç canı ve/veya mülkü bulunuyordur- bağrına basar, İzmirli.. Çünkü hayatın her şeyin önünde olduğunu, asıl olanın yaşamak olduğunu bilir ve bunu haykırır.
Gâvurluğu sever İzmirli

Gâvur İzmir, son günlerde bu defa da ‘’Faşist İzmir’’ nitelemesiyle gündeme geldi. Öyle midir sizce de acaba bilemem ama görev süresi dolduğu için yakında ülkesine dönecek olan İtalya’nın İzmir Konsolosu Simon CARTA, tarihi bir İtalyan cemaatinin olduğu bu çağdaş kentte, kendi kültürleri ve inanışları ile yaşadıklarını hatırlatarak, İzmir’den ayrılmanın çok zor olduğunu, profesyonel yapısı yanı sıra, burada gördükleri insani vasıflardan çok etkilendiklerini,  ‘’güvenlik seviyesi çok yüksek, dünyaya örnek bir kent’’ olduğunu söylüyor ve ekliyor ‘’Bana o ayrılık gününü hiç hatırlatmayın!’’

Hadi bakalım… Elin gâvuru da böyle düşünüyor !!

Nolcek şimdi? Napcez şimdi?