GÂVUR
İZMİR
Anadolu'nun
çok yerinde İzmir’e İzmirlilere ‘’gâvur’’ derler. Aşağılamak için.
Kendinden
olmama anlamı taşıyan bu nitelemeyi sever, İzmirliler.
Başkaları
gibi tutucu, bağnaz olmaktansa, çağdaş, Avrupai görüntüsünün böyle aykırı bir
niteleme doğurduğunun farkındadır.
Güler
geçer, İzmirliler.
Bugünkü
Hisar Camii çevresinde kurulan eski kentin, Ceneviz kolonisi olması daha
sonraları ise Seferad Yahudilerinin gelip yerleştiği bugünkü Konak çevresi
nedeniyle, İzmir’in merkezi yıllar boyunca Gavur İzmir olarak adlandırılmıştır.
Çarşının ve limanın merkezde yer alması, bu alışveriş ve ticaret bölgesinin uzun
yıllar "Gâvur İzmir" diye adlandırılmasına neden olmuştur.
İşgal
yaşamış, kurtuluş savaşı ve mübadele ile gayrimüslim nüfusunu büyük oranda yitirmiş
olmasına karşın, bazı özelliklerini yitirmemiştir. Kimilerine göre hala gâvurluk
diye adlandırılsa da, ülkemizin batılı yüzü olmuştur, İzmir.
Vatanseverdir,
İzmirliler.
İstanbul
yönetimi mütareke imzalayıp teslim olurken onlar kurtuluş savaşının ilk kurşunu
niyetine kendi insanını sürer namluya. İlk kurşunu o sıkar.
Dönemin
yönetimi için kabul edilmez bir başkaldırıdır, gâvurluktur İzmirlinin bu
yaptığı.
Riyakâr
değildir. Hoşgörüsü yüksektir, İzmirlinin.
Kemeraltı’nda
meyhaneler sokağı olarak bilinen Veysel çıkmazında çoğu meyhane sahibi ramazan
ayında "meyhanemiz ramazan nedeniyle kapalıdır" yazısı asarken, Ferit
Baba’nın meyhanesi camına "meyhanemiz ramazanda nöbetçidir" yazısı
asar.
Kızmaz,
karışmaz kimse kimsenin yaşantısına. Kimileri için ise gâvurluğun
dışavurumudur, bu hoşgörü.
Değerlerinin
farkındadır. Vefakârdır, İzmirli.
Yunan
işgalinden sonra çok büyük bir kısmı yanmış ve harap olmuş halde geri alınan yangın
yeri denen, eski kent merkezi olan metruk alan, o zamana kadar yapılan park
alanlarının en büyüğü olan İzmir Fuarı olarak 1937 de açılmıştır.
Fuar,
yıkılmış, tükenmiş kentin insanlarının gayreti ile İzmir' in yeniden
kurulusunun ve çağdaş kimliğinin göstergesi olmuştur. 30.Ağustos kapısından
girdiğiniz zaman sizi sol tarafta küçük bir heykel karsılar. Bu heykel bir yalak
önünde 3 adet at başından oluşmaktadır. Heykelin altında "Bu heykel İzmir fuarının
yapımında çalışan ve çoğu bu çalışmalar sırasında can veren atların anısına yaptırılmıştır"
diye yazmaktadır.
Kimilerine
göre ise, bu ülkede heykeli dikilebilecek o kadar önemli şahsiyet varken yapmıştır
yine gâvurluğunu, İzmirli.
Gâvurluk
nitelemesini sever İzmirli.
Çağdaş,
demokrat, aydın ve aykırı olmanın karşılığı olduğunun farkındadır, bu
nitelemenin. İnançların insanin vicdanında olduğunu, kimseye inancı için hesap
vermek zorunda olmadığını bilir ve dahası kendini gâvur diye niteleyip
kendinden saymayanları da -ki onlarında emin olun beğenmedikleri gâvur İzmir’de
birkaç canı ve/veya mülkü bulunuyordur- bağrına basar, İzmirli.. Çünkü hayatın
her şeyin önünde olduğunu, asıl olanın yaşamak olduğunu bilir ve bunu haykırır.
Gâvurluğu
sever İzmirli
Gâvur
İzmir, son günlerde bu defa da ‘’Faşist İzmir’’ nitelemesiyle gündeme geldi. Öyle
midir sizce de acaba bilemem ama görev süresi dolduğu için yakında ülkesine
dönecek olan İtalya’nın İzmir Konsolosu Simon CARTA, tarihi bir İtalyan
cemaatinin olduğu bu çağdaş kentte, kendi kültürleri ve inanışları ile
yaşadıklarını hatırlatarak, İzmir’den ayrılmanın çok zor olduğunu, profesyonel
yapısı yanı sıra, burada gördükleri insani vasıflardan çok etkilendiklerini, ‘’güvenlik seviyesi çok yüksek, dünyaya örnek
bir kent’’ olduğunu söylüyor ve ekliyor ‘’Bana o ayrılık gününü hiç
hatırlatmayın!’’
Hadi
bakalım… Elin gâvuru da böyle düşünüyor !!
Nolcek
şimdi? Napcez şimdi?
Cumhurcum yazıyı işten tanıdığım arkadaşlara göndermeye başladım, baktım yetmiyor aynen facebook'a kopyaladım.
YanıtlaSilNe yaparsın? Onlar anlamazlar, aslında domuz gibi anlarlar da anlamazdan gelirler.
Bu yüzden sözüm (daha doğrusu sözümüz) onlara değil iki gram çıkar için ruhunu, bedenini, sanatını satanlara...
Nolcek Cumhur'cuğum, GÂVURLUĞA DEVAM.
YanıtlaSilBelki de ilk kurşun İzmir'de atıldığı için İzmir'e gâvur diyorlar. Belki de, hani o ilk kurşun atılmasaydı ve böylece Kurtuluş Savaşı başlamasaydı diye hayal kuruyorlardı, ama ilk kurşunla bazılarının hayalleri bozuldu. Ona bozulanlar İzmir'e gâvur diyorlar.
Ama yani İzmir'de hakikaten gâvur gibi arkadaş. Ne o öyle; gece yarılarına kadar kadınlar tek başlarına (başlarında bir ERRRKEKK olmadan ) Kordon'da dolaşabiliyorlar. Herkes birbirine "Günaydın, hayırlı sabahlar, iyi akşamlar" diyor. Bunlar gâvur adetleri canım. Ne o öyle şıha mıha inanmayan bir tomar insan. Olmaz ki! Derhal bir şıh bulunmalı, kadınlarla erkekler ayrı otobüslere binmeli, kadınların gece sokağa çıkmaları yasaklanmalı, hele hele içki içenler hemen görüldükleri yerde darp edilmeli. Böylece İzmir gâvurluktan kurtarılmalı ve doğru yola dönderilmeli.
Nasıl Sercan'cığım, ben de anlamazlıktan gelebilmiş miyim? :))
Tüm gâvurlara sevgilerimle...