18 Eylül 2013 Çarşamba

İSG UZMANLIĞI HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ

Merhabalar,
TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen ve 18-20 Nisan 2013 tarihleri arasında Adana Çukurova Üniversitesi'nde yapılan VII. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi'ne kurumumuz adına izleyici olarak katıldım.
Kongrede konuşmacıların dikkat çektikleri hususlar şunlardı:

1. İSG uzmanları, işveren vekili olarak çalışacakları için, işyerinde meydana gelecek olaylar ( iş kazası ) hakkında hukuk karşısında sorumlu olacaklardır.
2. Aynı uzmanlar, işyerlerinde tespit etmiş oldukları olumsuzlukları, alınması gereken tedbirleri işverene bildirecek ve yerine getirilmesini isteyeceklerdir. İşveren yerine getirmez ise bu durumu Bakanlığa bildirerek işverenlerini ihbar etmekle yükümlüdürler.
3. Bu yükümlülüğü yerine getiren uzmanı işveren işte tutar mı? Hem ücretini işverenden alacaksın, hem ona zaman ve maliyet yükleyeceksin, hem de Bakanlığa şikayet edeceksin. İşveren de tüm bunlara sessizce katlanacak!!!
4. İşyerinde meydana gelen bir iş kazasında, öncelikle uzmana ne tür tespit yaptığını ( risk analizi ), işçiye tam ve yeterli eğitim verilip verilmediğini, alınması gereken güvenlik tedbirlerini soracaklar ve hukuk karşısında işveren vekili olarak hesap verecekler.

Yani kısaca, çalışırken uzman ama risk olması durumunda, gerekli tedbirleri almayan işveren vekili pozisyonunda olacaklar. Bu da tabii pek güzel bir durum değil.

Sevgili Çiğdem'ciğim,
Burada konuyu daha uzun bir şekilde aktaramam. Sadece aklıma gelen notlarımı paylaştım. Bu ve benzer konularda daha fazla bilgiyi mail ile paylaşabilirim. Aldığın eğitim gerçekten çok güzel. Eğitimcilerine bu durumları sorarsan ( ve tabii ki hukukçulara da ) daha detaylı bilgi alabilirsin.
Kongrede TMMOB ve değişik işkollarının temsilcileri, bu kanunun özellikle işverenleri sorumluluktan kurtararak İSG uzmanlarına yıkma kanunu olduğunu söylediklerinde Bakanlık temsilcileri "bu kanunun iyi niyetle yola çıkılarak hazırlandığını, İSG uzmanlarına istihdam sağladığını, işverenlere yükümlülükler getirdiğini ve bu şekilde işçinin yanında olan bir kanun olduğunu söylediler, ancak İSG uzmanlarının yukarıda belirtilen sorunlarının hukuksal bir sorun olmayacağını ya da işverenler karşısında güvencede olacaklarını söyleyemediler.

Bu konudaki endişelerimi paylaşayım istedim.

Sevgilerimle...

4 yorum:

  1. METİNCİĞİM, PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKKÜRLER.
    İSG nin baş unsuru iş sağlığı ve iş güvenliği sonucunda ise üretim kalitesi ve güvenliği.
    her isg uzmanı görevini tam yaparsa, yani yapılanı yaz, yazdığını yap ilkesiyle, her şeyi düzgün kayıt altına alıp, gerekli uyarıları yapıp, p-u-k-o prensibini eksiksiz uygularsa hiç bir problem yok. ama bu iş çok ciddi ve dikkatli davranılması gereken bir iş. p-u-k-ö ne dersen eğer.
    planla
    uygula
    kontrol et
    önlem al
    tabi ki çok yüzeysel anlatıyorum şu anda, eğer tüm evraklarını yazılı ve sağlıklı tutarsan, sorumluluklarını da yerine getirirsen problem yok. işverene önerdiğin yapılması gereken şeyleri de o, yapmak zorunda. yapmazsa kendi bilir.
    ab standartlarında isg kanunu uygulaması önce işçinin hayrına, sonra işverenin hayrına. aslında iş düzgün yürürse üretim de ona göre kaliteli olur, işveren de bir çok riskten kurtulur. bunu hem işçiye hem de işverene çok iyi anlatmamız gerekiyor. anlatacağım o kadar çok şey varki...

    sevgilerimle...


    YanıtlaSil
  2. Umarım seni dinlerler :)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Çiğdem,
    Bahsettiğin konuları bizler 2002 den bu tarafa sürekli eğitim olarak alıyoruz. Ben de 2 ay öncesine kadar çalıştığım ünitede Tehlikeli Alan Sorumlusu, İSG Sorumlusu ve Çevre Sorumlusu olarak da görev yaptım. Yapılması düşünülen şeyler esasında çok doğru şeyler. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tüm dünyada çok önemli.
    Ancak şöyle bir durum var.

    BİR İŞYERİNDE KARARLILIK EN TEPEDEN BAŞLAR.

    Yani senin bahsettiğin PUKO döngüsü'nde bahsedilen " önlem al" kısımı, işvereni bağlayan kısımdır, ek maliyet getirir, zaman kaybıdır. Bu nedenle de işverenler işin bu kısmında problem yaratmaya başlarlar. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde sadece işçiye dağıtılan baret anlaşılıyor.
    Peki yasalardan kaçış için ne yapmalı? İşyerlerine, kanun karşısında hukuken sorumlu tutabilecekleri birer İSG uzmanı aldılar mı, tamamdır. Eeee kanun koyucuların hemen çoğunun aynı zamanda işveren olduğu da düşünüldüğünde, kendilerine zarar verecek bir kanun çıkartmaları pek düşünülmemeli.
    Bak şimdi bir İSG uzmanı, çalıştığı işyerinde tehlikeli bir durum gördüğünde, tehlikenin ortadan kaldırılması için gerekli olan tedbirleri işverene bildirecek. Peki işveren bu tedbirlerin maliyetini karşılamayıp işin devamını işçiden isterse, İSG uzmanı işi durdurabilecek mi? HAYIR. Yetkili değil. Peki Bakanlığa şikayet edecek mi? Eğer o işyerinde ekmek yemek istiyorsa HAYIR. Eee o zaman risk olduğunda kabak kimin başına patlayacak? Daha önce patron hesap veriyordu ( gerçi kurtuluyordu ama olsun ) şimdi işveen vekili olarak İSG uzmanını öne sürecekler.
    Bahsettiğin AB standartlarında dediğin doğru. Ancaaaak, bu uygulamaların işler hale gelmesi için işçinin gerçekten güç olarak örgütlenmesi, İSG uzmanlarının hukuk karşısında bağımsız olabilmeleri ve gerçek dış denetimlerin tam ve zamanında yapılması ve yaptırımım sadece ve sadece işverene yapılması gerekir. ÇÜNKÜ İŞVEREN İSTEMEZSE HİÇ BİR ŞEY OLMAZ!!
    Şimdi bir de şöyle bir bakalım. Malum her yıl tersanelerde ve özellikle inşaatlarda bir yığın can kaybı yaşarız. Özellikle de dev paraların döndüğü tersaneler de gerçek önlem almak için yapılması gereken masraf ta gerçekten yüksektir. İşin çok karlı olarak tamamlanması, verilen sürede bitirilmesi için ilk fedakarlık yapılan şey nedir? Güvenlik tedbirleri ve insan maliyeti. Bu tip bir işyerinin bir günlük işinin aksamasının maliyeti nedir? İnsan maliyeti nedir? ( Hele de işçiyi kusurlu bulursan HİÇ ) Tabii ayrıca minimum iş alanında maksimum iş çıkarılacak. O zaman yaşasın İSG Uzmanı. İşverenler için aranan ilaç bulundu.
    Tabii bir ayrıca İSG uzmanı çalıştırmak için sayısal zorluklar ve bunun getirecekleri de cabası. Nedir bunlar? Şimdilik 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için zorunluluk getirdi kanun. Ve tabii hemen işveren işleri bölerek alt yükleniciler le iş yapmaya ve kanunu arkadan dolanmaya başladılar. Bu da taşaron işçilerin durumunu daha da kötüleştirdi. Neden mi? Çünkü iş bölününce taşaronlarca kısa süreli işçi çalıştırma durumu meydana geldi. İşveren kadrolu işçi çalıştıracağına, artık kısa süreli çalışan taşaron işçisi kullanmaya, işçiyi proje sonunda kapı önüne koyabilme serbestisi kazandı, İSG uzmanı, tedbir alınması gibi zorlukları ortadan kaldırdı. Bir risk olduğunda taşaron suçlu olacak, asıl işveren kurtulacak.
    Canım arkadaşım, kötümser bir tablo mu çizdim? İnan kamu sektöründe çalışmama rağmen, biz de projelerimizde müteahhit çalıştırıyoruz. Ve orada da gördüklerimiz, kanunu arkadan dolaşmayı bire bir yaşıyoruz. Biz kurum olarak 2002 de ISO aldık. Ne değişti? Haa mutlaka iyileşmeler oldu. Ancak para harcama özgürlüğümüz olmasına rağmen, işten atılma riskimiz olamasına rağmen şu yıl oldu, hala gerekli olanları sağlamak için, kanuni zorunlulukları yerine getirmek için amirlerimizle boğuşup duruyoruz. Amirler, kurallara uymamız gerektiğini söylüyorlar, ama gerekli yatırımların çıkarılmasında ayak diriyorlar.
    Bu konuda benim de çok anlatacaklarım var. Ama umarım öncelikle işverenler buna uyarlar da kabak İSG uzmanlarına patlamaz.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. inşallah. metinciğim.
    işyerinde zaten bu göreve ucundan bulaşmışsın, eğer vaktin olursa, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu ve yönetmeliklerini okumanı isterim.
    yukarıda yazdığın konularda eksik bildiklerini netleştirir.
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil