28 Şubat 2011 Pazartesi

bekarlarımızın, şansını açmaya karar verdim... ALLAHIN İZNİYLE...































" TILSIMLI KALP...." BU KONUDAKİ İLK TASARIMIM.


GÜNLERDİR MALZEMELERİMİ BULUP TOPARLAMAYA ÇALIŞIYORUM.

Önce bekarlarımızdan başlayarak, yıllardır Türkiye'nin dört bir yanından topladığım el sanatları ürünlerini kullanarak, takılar yapıp onlara evrensel yaşam enerjisi uyumlayıp ("reiki " internetten inceleyebilirsiniz... 2. dereceden diplomam var.) devamlı pozitif enerji ile yüklü takılar tasarlayıp, düşündüğüm kişiye göndereyim dedim. arkadaşlarıma bir faydam olsun dedim. ilk tasarımımı yaptım ve sahibini arayıp kargo adresini alacağım. sizlere kim için yaptığımı söylemeyeceğim. takının sahibi isterse söyler. takıyı yaparken ne düşündüm , ona hangi olumlu anlamları yükledim derseniz?

TILSIMLI KALP'te, iğne oyaları var, Bolu'dan almıştım yılar önce.

hayatı sabırla, sevgiyle, ince ince işlemekle ilgili. bu hassasiyetteki bir karşı kalp, bu incelikte, arkadaşımı bulsun. takının ucundaki sedef kabuk üzerinde, oluşumunu henüz tamamlamakta olan 4 adet gerçek inci var. bu da temiz kalplerin sahibini bulunca tamamlanacağı anlamına geliyor.... sahibini bulsun ve oluşumunu sevgiyle tamamlasın diliyorum....

bekarlarımızın, şansını açmaya karar verdim... ALLAHIN İZNİYLE...































" TILSIMLI KALP...." BU KONUDAKİ İLK TASARIMIM.


GÜNLERDİR MALZEMELERİMİ BULUP TOPARLAMAYA ÇALIŞIYORUM.

Önce bekarlarımızdan başlayarak, yıllardır Türkiye'nin dört bir yanından topladığım el sanatları ürünlerini kullanarak, takılar yapıp onlara evrensel yaşam enerjisi uyumlayıp ("reiki " internetten inceleyebilirsiniz... 2. dereceden diplomam var.) devamlı pozitif enerji ile yüklü takılar tasarlayıp, düşündüğüm kişiye göndereyim dedim. arkadaşlarıma bir faydam olsun dedim. ilk tasarımımı yaptım ve sahibini arayıp kargo adresini alacağım. sizlere kim için yaptığımı söylemeyeceğim. takının sahibi isterse söyler. takıyı yaparken ne düşündüm , ona hangi olumlu anlamları yükledim derseniz?

TILSIMLI KALP'te, iğne oyaları var, Bolu'dan almıştım yılar önce.

hayatı sabırla, sevgiyle, ince ince işlemekle ilgili. bu hassasiyetteki bir karşı kalp, bu incelikte, arkadaşımı bulsun. takının ucundaki sedef kabuk üzerinde, oluşumunu henüz tamamlamakta olan 4 adet gerçek inci var. bu da temiz kalplerin sahibini bulunca tamamlanacağı anlamına geliyor.... sahibini bulsun ve oluşumunu sevgiyle tamamlasın diliyorum....

25 Şubat 2011 Cuma

İYİ BİR HAFTA SONU GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...

Erkeklerin Kuralları mı desek ne desek? :D

1 - Tuvalet kapağı konusu artık netleşmeli. Bize yukarıda lazım, size aşağıda. Yukarıda bulursanız aşağıya indirin. Söylenmenize gerek yok. Biz aşağıda bulunca söyleniyor muyuz?

2 - Pazar günü maça gidilir. Bu ibadet gibi bir şeydir. Artık kabullenin.

3 - Alışveriş asla bir spor değildir ve olmayacaktır.

4 - Ne istiyorsanız açık isteyin. Gizli imalar, ya da açık imalar tarafımızdan asla anlaşılmaz. Sadece ne istiyorsanız onu söyleyin. O zaman anlarız.

5 - Her türlü sorumuzu mümkün olduğunca "evet" ya da "hayır”la cevaplayın.

6 - Bir sorununuzu çözmek istediğinizde bize gelin. Biz bunun için varız. Empati yapamayız. Bu bayanlar içindir.

7 - 17 aydır süren baş ağrısı bir problemdir. Artık doktora gidin.

8 - 6 Ay önce bir tartışmada söylediğimiz şeyler geçersizdir. Daha doğrusu söylediğimiz ve 7 günü geçen her şey geçersizdir. Aleyhimizde kullanılamaz.

9 - Bizden bir şey yapmamızı isteyin. Ya da nasıl yapmamız gerektiğini söyleyin. Ama ikisini birden yapmayın. Nasıl yapıldığını biliyorsanız kendiniz yapın.

10 - Kristof Kolomb'un yön bilmesine ihtiyaç yoktu. Bizim de yok.

11 - Bütün erkekler aynı default windows ayarı gibi sadece onaltı renk görür. Örneğin şeftali ya da portakal bizim için birer meyvedir renk değildir.

12 - Biz size "neyin var?" diye sorduğumuzda, "hiçbir şey yok" diyorsanız hiçbir şeyiniz yoktur. Yalan söylediğinizi biliriz ama kurcalayınca nasılsa altından hayrımıza bir şey çıkmaz.

13 - Bir yere giderken üstüne ne giyersen giy, zaten yakışanı giyeceksin. Gerçekten sormana gerek yok.

14 - Kesinlikle yeterince elbisen var.

15 - Kesinlikle yeterince ayakkabın var.

16 - Tamam bu gece koltuktayım ama hiç sorun değil. Biz bunu kamp yapıyor gibi algılarız.


( ALINTIDIR. )

İYİ BİR HAFTA SONU GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...

Erkeklerin Kuralları mı desek ne desek? :D

1 - Tuvalet kapağı konusu artık netleşmeli. Bize yukarıda lazım, size aşağıda. Yukarıda bulursanız aşağıya indirin. Söylenmenize gerek yok. Biz aşağıda bulunca söyleniyor muyuz?

2 - Pazar günü maça gidilir. Bu ibadet gibi bir şeydir. Artık kabullenin.

3 - Alışveriş asla bir spor değildir ve olmayacaktır.

4 - Ne istiyorsanız açık isteyin. Gizli imalar, ya da açık imalar tarafımızdan asla anlaşılmaz. Sadece ne istiyorsanız onu söyleyin. O zaman anlarız.

5 - Her türlü sorumuzu mümkün olduğunca "evet" ya da "hayır”la cevaplayın.

6 - Bir sorununuzu çözmek istediğinizde bize gelin. Biz bunun için varız. Empati yapamayız. Bu bayanlar içindir.

7 - 17 aydır süren baş ağrısı bir problemdir. Artık doktora gidin.

8 - 6 Ay önce bir tartışmada söylediğimiz şeyler geçersizdir. Daha doğrusu söylediğimiz ve 7 günü geçen her şey geçersizdir. Aleyhimizde kullanılamaz.

9 - Bizden bir şey yapmamızı isteyin. Ya da nasıl yapmamız gerektiğini söyleyin. Ama ikisini birden yapmayın. Nasıl yapıldığını biliyorsanız kendiniz yapın.

10 - Kristof Kolomb'un yön bilmesine ihtiyaç yoktu. Bizim de yok.

11 - Bütün erkekler aynı default windows ayarı gibi sadece onaltı renk görür. Örneğin şeftali ya da portakal bizim için birer meyvedir renk değildir.

12 - Biz size "neyin var?" diye sorduğumuzda, "hiçbir şey yok" diyorsanız hiçbir şeyiniz yoktur. Yalan söylediğinizi biliriz ama kurcalayınca nasılsa altından hayrımıza bir şey çıkmaz.

13 - Bir yere giderken üstüne ne giyersen giy, zaten yakışanı giyeceksin. Gerçekten sormana gerek yok.

14 - Kesinlikle yeterince elbisen var.

15 - Kesinlikle yeterince ayakkabın var.

16 - Tamam bu gece koltuktayım ama hiç sorun değil. Biz bunu kamp yapıyor gibi algılarız.


( ALINTIDIR. )

ÇİĞDOŞ NERELERDESİN?İYİMİSİN? SESİN ÇIKMIYOR.MERAK ETTİM.......

ÇİĞDOŞ NERELERDESİN?İYİMİSİN? SESİN ÇIKMIYOR.MERAK ETTİM.......

23 Şubat 2011 Çarşamba

"TÜRKLER TABU OYNARSA" Adında bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum.Yazı alıntıdır....Çok Komik....

Kelime: KÖPEKBALIĞI
- Denizde ne olur?
- Dalgaa!
- Hayir ya öyle diil. Hani karada ......da var hav hav der?
-... Ha! Köpek.
- Onun denizde olanı?
- Deniz köpeği!
- yuh be...

kelime: mini etek
erkek: hani sen hep giyersin de, ben sana giyme derim ya..
kız :... don!
topluluk: ohaaaaa!

kelime: Sümüklü böcek
erkek: hani bi hayvan var spiral şeklinde bi kabuğu var.
kız: salyangoz
erkek: hah ona çok benziyor,ama sen nezle olunca ne akar burnundan
kız: sümük
erkek: evet evet bu salyangoz benzeri hayvanda bundan var
kız: nası... yani hayvanın sümüğü mü var?
erkek: evet. Karafatma nedir?
kız: hamamböceği
erkek: hah 2. kelimeyi kes
kız: böc
erkek: yok yok kelimenin tamamı
kız: hamamböc
erkek: Allah belanı versin senin be

kelime: gazete
kız : bir tür haberleşme aracı
erkek : telefon
kız : devam et
erkek : Internet, televizyon, radyo
kız : ya kağıttan olur,
erkek : dergi
kız : büyük boyda açarsın okursun kocaman...
erkek : kitap
kız :allah belanı versin be yuhhh..

kelime: yasemin`in penceresi
kız: "hani böyle ünlü birisi var herkesi konuk ediyor sonrada iste güzel
anılar yaşıyorlar.
erkek: Çağla Şikel
kız: ne çağlası oğlum
erkek: hani herkesi evine alıyor ya, sonra da..
kız: uff boş ver, devam edelim, hüzünlü şeyler yaşıyorlar
erkek: ..??!!
kız: hani kadının adi bir çiçek adı, sonra ikinci kelime de evdeki bir
nesnenin adi?
erkek: menekşe`nin donu
(topluluk iptal, anlatıcı ağlar)

kelime: ıska
erkek: kar topu savaşında sana atarım, eğilirsin, denk gelmez, bana ne
dersin?
kız: hayvan?
erkek: hööö!....

kelime: mantı
kız: hani biz toplanıp yaparız, partisini veririz..
erkek: seks!!
kız: çüşşşşşşşşşşş !

kelime : 1 nisan
kız :31 mart`tan sonra ne gelir ?
erkek : 32 mart
kız : harbiden bravo yani... senin gibi lama`dan başka cevap beklenemezdi
zaten..

kelime: duvak
kız: kadınla erkek birleşmeden önce, erkeğin kaldırdığı şey
erkek: oha!..

kelime: demeç
kız: ben şimdi masada oturdum veriyorum
erkek: nasıl yaaa ??
kız: ya işte masada oturdum fotoğraf çekip yazı yazan tiplere veriyorum .
erkek: neee???
kız: ya alla alla masada oturdum böyle herkese veriyorum!
erkek: ....
kız: pas be pas,vazgeçtim,demeçti..

Kelime: repertuar
Anlatan, şarkı söylemeye meraklı bir hatundur ve kelimeyi görür
görmez bu özelliğini iyi bilen erkek arkadaşına dönüp sorar:
kız: Benim neyim geniş?
erkek: Kalçan!

kelime:telepati
erkek: hani ben sana bir şeyi anlatmaya çalışıyorum, ama sözle değil,
beyin dalgalarıyla falan
kız: ihi ihi, neydiii, teletabi
erkek: tamam, tele`si kalsın, kedilerin eline ne denir?
kız: buldum, telepençe
erkek: offf be, bi kere de bil be...

Son kelime eğer bilinirse oyun kazanılacaktır. Süre 10 saniye.

Kelime: LAMBADA
Ekip 1: Aha mıçtınız..!
Ekip 2: Sen öyle san. Söyle bakalım Alaaddinin cini nerede yaşar?
- Lambada
Ekip 1: Hastırr...

kelime: mısır
erkek: keops nerde
kız: etiler
erkek: Allah cezanı versin Merve...

Kelime: kokteyl
Kız: bazıları evlenmeden önce verir
Erkek: ???!!!???

Kelime: Papatya
Kız: Hani geçen yaz piknikte sen bana takmıştın ya
Erkek: Höyyykkk!`
Grup: ?!?!?!?!?!?!?!?

Kelime: KADINBUDU
- Oğlum sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadın!
- Onun yeneni?
- Çıtır

Kelime: DİZ
- Pantolonu nereye giyeriz?
- Bacağa?
- Hah! Bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- Ohaaa!


Kelime: TIMSAH
- Abi bööle hani.... kertenkele nedir?
- Hayvan
- Ne cins hayvan?
- Sürüngen
- Ok! Abi bu kertenkelenin birkac beden büyüğü...
- Ejderha
- Yuhhh!

Kelime: KRAMP
- Hani futbolculara girer
- Krampon


Kelime: SERÜVEN
- Abi Macellan nasıl biriydi?
- Ne biliyim, iyi biriydi heralde..
- Abi onu demiyorum neye düşkündü?
- Karıya, kıza, bi de içkiye olabilir
- Pes..!

Kelime: OKUL
- Biz nereye gideriz hergün?
- Bara... Diskoya.. Sinemaya.. Cafeye.. Bowlinge.. Ayyy! Olmuyo
bööle, başka şekilde anlat..
- Ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor?
- Haaa.. okulaaa..


Kelime: Anneler Günü
- Cennet kimin ayaklari altında?
- Anne
- Tamam, ha ni onların özel bir günleri var, ne o?
- Adet..?

"TÜRKLER TABU OYNARSA" Adında bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum.Yazı alıntıdır....Çok Komik....

Kelime: KÖPEKBALIĞI
- Denizde ne olur?
- Dalgaa!
- Hayir ya öyle diil. Hani karada ......da var hav hav der?
-... Ha! Köpek.
- Onun denizde olanı?
- Deniz köpeği!
- yuh be...

kelime: mini etek
erkek: hani sen hep giyersin de, ben sana giyme derim ya..
kız :... don!
topluluk: ohaaaaa!

kelime: Sümüklü böcek
erkek: hani bi hayvan var spiral şeklinde bi kabuğu var.
kız: salyangoz
erkek: hah ona çok benziyor,ama sen nezle olunca ne akar burnundan
kız: sümük
erkek: evet evet bu salyangoz benzeri hayvanda bundan var
kız: nası... yani hayvanın sümüğü mü var?
erkek: evet. Karafatma nedir?
kız: hamamböceği
erkek: hah 2. kelimeyi kes
kız: böc
erkek: yok yok kelimenin tamamı
kız: hamamböc
erkek: Allah belanı versin senin be

kelime: gazete
kız : bir tür haberleşme aracı
erkek : telefon
kız : devam et
erkek : Internet, televizyon, radyo
kız : ya kağıttan olur,
erkek : dergi
kız : büyük boyda açarsın okursun kocaman...
erkek : kitap
kız :allah belanı versin be yuhhh..

kelime: yasemin`in penceresi
kız: "hani böyle ünlü birisi var herkesi konuk ediyor sonrada iste güzel
anılar yaşıyorlar.
erkek: Çağla Şikel
kız: ne çağlası oğlum
erkek: hani herkesi evine alıyor ya, sonra da..
kız: uff boş ver, devam edelim, hüzünlü şeyler yaşıyorlar
erkek: ..??!!
kız: hani kadının adi bir çiçek adı, sonra ikinci kelime de evdeki bir
nesnenin adi?
erkek: menekşe`nin donu
(topluluk iptal, anlatıcı ağlar)

kelime: ıska
erkek: kar topu savaşında sana atarım, eğilirsin, denk gelmez, bana ne
dersin?
kız: hayvan?
erkek: hööö!....

kelime: mantı
kız: hani biz toplanıp yaparız, partisini veririz..
erkek: seks!!
kız: çüşşşşşşşşşşş !

kelime : 1 nisan
kız :31 mart`tan sonra ne gelir ?
erkek : 32 mart
kız : harbiden bravo yani... senin gibi lama`dan başka cevap beklenemezdi
zaten..

kelime: duvak
kız: kadınla erkek birleşmeden önce, erkeğin kaldırdığı şey
erkek: oha!..

kelime: demeç
kız: ben şimdi masada oturdum veriyorum
erkek: nasıl yaaa ??
kız: ya işte masada oturdum fotoğraf çekip yazı yazan tiplere veriyorum .
erkek: neee???
kız: ya alla alla masada oturdum böyle herkese veriyorum!
erkek: ....
kız: pas be pas,vazgeçtim,demeçti..

Kelime: repertuar
Anlatan, şarkı söylemeye meraklı bir hatundur ve kelimeyi görür
görmez bu özelliğini iyi bilen erkek arkadaşına dönüp sorar:
kız: Benim neyim geniş?
erkek: Kalçan!

kelime:telepati
erkek: hani ben sana bir şeyi anlatmaya çalışıyorum, ama sözle değil,
beyin dalgalarıyla falan
kız: ihi ihi, neydiii, teletabi
erkek: tamam, tele`si kalsın, kedilerin eline ne denir?
kız: buldum, telepençe
erkek: offf be, bi kere de bil be...

Son kelime eğer bilinirse oyun kazanılacaktır. Süre 10 saniye.

Kelime: LAMBADA
Ekip 1: Aha mıçtınız..!
Ekip 2: Sen öyle san. Söyle bakalım Alaaddinin cini nerede yaşar?
- Lambada
Ekip 1: Hastırr...

kelime: mısır
erkek: keops nerde
kız: etiler
erkek: Allah cezanı versin Merve...

Kelime: kokteyl
Kız: bazıları evlenmeden önce verir
Erkek: ???!!!???

Kelime: Papatya
Kız: Hani geçen yaz piknikte sen bana takmıştın ya
Erkek: Höyyykkk!`
Grup: ?!?!?!?!?!?!?!?

Kelime: KADINBUDU
- Oğlum sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadın!
- Onun yeneni?
- Çıtır

Kelime: DİZ
- Pantolonu nereye giyeriz?
- Bacağa?
- Hah! Bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- Ohaaa!


Kelime: TIMSAH
- Abi bööle hani.... kertenkele nedir?
- Hayvan
- Ne cins hayvan?
- Sürüngen
- Ok! Abi bu kertenkelenin birkac beden büyüğü...
- Ejderha
- Yuhhh!

Kelime: KRAMP
- Hani futbolculara girer
- Krampon


Kelime: SERÜVEN
- Abi Macellan nasıl biriydi?
- Ne biliyim, iyi biriydi heralde..
- Abi onu demiyorum neye düşkündü?
- Karıya, kıza, bi de içkiye olabilir
- Pes..!

Kelime: OKUL
- Biz nereye gideriz hergün?
- Bara... Diskoya.. Sinemaya.. Cafeye.. Bowlinge.. Ayyy! Olmuyo
bööle, başka şekilde anlat..
- Ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor?
- Haaa.. okulaaa..


Kelime: Anneler Günü
- Cennet kimin ayaklari altında?
- Anne
- Tamam, ha ni onların özel bir günleri var, ne o?
- Adet..?

22 Şubat 2011 Salı

Güngör Hocamızdan Selam Varrr...

Evet canlar bende eksik kalmadım ve adı üstünde keçi gribi ile tanıştım, bir haftadır berbat bir şekilde yattım, bugün ofise gittiğimde arayanlar arasındaki isim beni çok heycanlandırdı, Prof. Dr. Güngör TAKTAK:-)
Hemen aradım ve kulaklarınızı çınlattık:-) blog dan bahsettim çok heycanlandı, hepinize sevgi ve selamlarını iletmemi istedi...
Perşembe veya cuma eşi ile bana kahve içmeye gelecekler, belki geldiğinde kahve içerken sizlerin mesajlarınızı ona okutma fırsatım olur:-)
Ne dersiniz...

Güngör Hocamızdan Selam Varrr...

Evet canlar bende eksik kalmadım ve adı üstünde keçi gribi ile tanıştım, bir haftadır berbat bir şekilde yattım, bugün ofise gittiğimde arayanlar arasındaki isim beni çok heycanlandırdı, Prof. Dr. Güngör TAKTAK:-)
Hemen aradım ve kulaklarınızı çınlattık:-) blog dan bahsettim çok heycanlandı, hepinize sevgi ve selamlarını iletmemi istedi...
Perşembe veya cuma eşi ile bana kahve içmeye gelecekler, belki geldiğinde kahve içerken sizlerin mesajlarınızı ona okutma fırsatım olur:-)
Ne dersiniz...

Selammm...

Sevgili arkadaşlarımm süpersinizzz, en yakın takipçinizim yazamasamda sürekli izliyorum... seyahatleriniz, yeni aile fertleriniz, dostlara uyarı ve önerileriniz, doğumgünleriniz, sevinçleriniz, çekinceleriniz tüm paylaşımlarınız muhteşemmmm:-)
Hepinize binlerce teşekkürler...

Selammm...

Sevgili arkadaşlarımm süpersinizzz, en yakın takipçinizim yazamasamda sürekli izliyorum... seyahatleriniz, yeni aile fertleriniz, dostlara uyarı ve önerileriniz, doğumgünleriniz, sevinçleriniz, çekinceleriniz tüm paylaşımlarınız muhteşemmmm:-)
Hepinize binlerce teşekkürler...

21 Şubat 2011 Pazartesi

Dostlukların Çöl Şartlarında Bile Kurutamadığı Dostlarıma

Postmoren toplumlarda yaşanan yalnızlaştırma,korku,sosyal iletişimsizlik.
Yalnızlık,korku,mutsuzluk,tedirginlik,haksızlığa uğrama,ihanet psikolojik baskı oluşturur insan üzerinde.
Bu durumdaki orta yaş insanın geçmişinde arar dost sıcaklığını.
Geçmişini araştırmaya başlar,çocukluğuna dönmek ister.
Çocukluğunun,ilk gençliğini yaşadığı şahirlerin varoşları,dar sokakları ya da
kasaba veya köyünün sıcaklığını arar.
Mahallenin bakkalı,manavı,berberi,tatlıcısı çocukluğunun kahramanlarıdır.
Yazlık sinemalar,birlikte seyredilen filmler,birlikte okunan çizgi romanlar,komşunun
bahçesinde birlikte yapılan erik hırsızlığı bile nostaljik bir anıdır.
Çocukluğunun geçtiği şehirde yaşamıyorsan hala,içinde dayanılmaz bir özlem duyarsın.
Ama sakın gidip görmeye kalkma.Çünkü postmodern kapitalizm oraları da yerle bir etmiştir.
Hayal kırıklığına uğrarsın.
Bırak tatlı,buruk ve hüzünlü bir anı olarak kalsın hafızanda.

Postmodern kapitalizmin yalnızlaştıramadıklarından olmanız dileğiyle sevgi ve saygılar

Murat Akcan

Dostlukların Çöl Şartlarında Bile Kurutamadığı Dostlarıma

Postmoren toplumlarda yaşanan yalnızlaştırma,korku,sosyal iletişimsizlik.
Yalnızlık,korku,mutsuzluk,tedirginlik,haksızlığa uğrama,ihanet psikolojik baskı oluşturur insan üzerinde.
Bu durumdaki orta yaş insanın geçmişinde arar dost sıcaklığını.
Geçmişini araştırmaya başlar,çocukluğuna dönmek ister.
Çocukluğunun,ilk gençliğini yaşadığı şahirlerin varoşları,dar sokakları ya da
kasaba veya köyünün sıcaklığını arar.
Mahallenin bakkalı,manavı,berberi,tatlıcısı çocukluğunun kahramanlarıdır.
Yazlık sinemalar,birlikte seyredilen filmler,birlikte okunan çizgi romanlar,komşunun
bahçesinde birlikte yapılan erik hırsızlığı bile nostaljik bir anıdır.
Çocukluğunun geçtiği şehirde yaşamıyorsan hala,içinde dayanılmaz bir özlem duyarsın.
Ama sakın gidip görmeye kalkma.Çünkü postmodern kapitalizm oraları da yerle bir etmiştir.
Hayal kırıklığına uğrarsın.
Bırak tatlı,buruk ve hüzünlü bir anı olarak kalsın hafızanda.

Postmodern kapitalizmin yalnızlaştıramadıklarından olmanız dileğiyle sevgi ve saygılar

Murat Akcan

20 Şubat 2011 Pazar

DEĞERLİ ARKADAŞLARIM,FISTIK BİZİM KÖPEĞİMİZ DEĞİL.KOMŞUMUZUN KÖPEĞİ.AMA FISTIK ÖZLEM'İ DELİ GİBİ SEVİYOR.BENİ DE ÖYLE.ÇOK KÜÇÜK GELDİĞİ ZAMAN BİZİ TANIMIŞTI O GÜNDEN SONRADA BİZİ HEP SEVDİ.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM,FISTIK BİZİM KÖPEĞİMİZ DEĞİL.KOMŞUMUZUN KÖPEĞİ.AMA FISTIK ÖZLEM'İ DELİ GİBİ SEVİYOR.BENİ DE ÖYLE.ÇOK KÜÇÜK GELDİĞİ ZAMAN BİZİ TANIMIŞTI O GÜNDEN SONRADA BİZİ HEP SEVDİ.

17 Şubat 2011 Perşembe

DEV AYNALARI

Bir yazı paylaştık ne çok yorum gelmiş. Eeee artık havaya girdim gari, hadi bi şey daha paylaşayım. bakalım buna neler gelecek. :)))

Siz küçük bir çocukken, "çok büyük"tür büyükleriniz.
Her şeyi bilirler,
Her şeyin üstesinden gelirler,
En güçlü,
En kuvvetli,
En akıllı,
En becerikli,
En başarılı,
En yenilmezdirler.

Yıllar önce, küçük bir çocuğun limanda gördüğü transatlantik karşısında
"Babamdan bile büyük" diye dehşete düştüğünü duymuşsunuzdur.
Bütün çocuklar yaşarlar benzer duyguları.
Hayran olurlar,
Gurur duyarlar,
Övünürler,
Özenirler,
Taklit ederler.

Zaman geçer, çocukluktan çıkılır. Büyüklerin aslında "en büyük" olmadığı fark edilir.
Onların da:
Zaafları,
Zayıflıkları,
Bilmedikleri,
Beceremedikleri,
Eksik yanları,
Anlamadıkları,
Korkuları,
Yenilgileri vardır.
Yani kısaca "insan"dırlar.

Bunları fark etmek, biraz içini acıtır büyümüş çocukların;
Hayal kırıklığına uğratır,
Biraz öfkelendirir,
Biraz üzer,
İsyan ettirir,
Kabul etmekte zorlanılır.

Oysa onlar hep aynıdırlar. Hiç değişmemişlerdir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Aşık olursunuz. O mükemmel biridir.
Çok başarılı,
Çok güzel,
Çok yakışıklı,
Çok yetenekli,
Çok enteresan,
Çok güçlü,
Çok akıllı,
Çok dürüst,
Çok merttir,
İyi giyinir, güzel konuşur,
Sizi en iyi o anlar,
Sizi en çok o sever,
Size en uygun odur.
Dünyada böyle birinin var olduğuna inanamazsınız;
Daha önce tanımadığınıza yanarsınız,
Kimseyi yerine koyamazsınız.
Zaman geçer, "aşk" biter.

Bir bakarsınız onun da;
Zaafları,
Zayıflıkları,
Bilmedikleri,
Beceremedikleri,
Eksik yanları,
Anlamadıkları,
Korkuları,
Yenilgileri vardır.
Yani kısaca, "İNSAN"dır.

Yıkılırsınız,
Nefret edersiniz,
Pişmanlık duyarsınız,
Hem kendinize, hem ona kızarsınız,
Geçip giden yıllarınıza yanarsınız.

Oysa o hep aynıdır, hiç değişmemiştir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Bir "kahraman"a ihtiyacınız vardır. O kahraman sizin:
"Kurtuluş"unuz olabilir,
"Model"iniz olabilir.
Sizin için "umut" olabilir.
O, partinizin genel başkanı olabilir,
O, patronunuz olabilir,
O, işyerinizdeki müdürünüz olabilir.
O, herhangi biri olabilir.

Peşine takılırsınız.
O, karizmatiktir,
O, vizyon sahibidir,
O, misyon sahibidir,
O, marjinaldir,
O, liderdir,
O, korkmaz,
O, yılmaz,
O, kaçmaz,
O, başarır,
O, becerir,
O, yücedir.

Gün olur devran döner. Bir bakarsınız onun da,
zaafları,
zayıflıkları
bilmedikleri,
beceremedikleri,
eksik yanları,
anlamadıkları,
korkuları,
yenilgileri vardır.
Yani kısaca ''insan''dır.

Şaşırırsınız,
İnanamazsınız,
Anlayamazsınız,
Hoş karşılayamazsınız,
Kızarsınız,
Boşlukta kalırsınız.

Oysa o hep aynıdır, hiç değişmemiştir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Bu hayal kırıklıkları yorar insanı, bu "gel-git"ler yıpratır.
En iyisi, hiç kimsenin "masal kahramanı" olmadığını peşinen kabul etmektir.

En iyisi, "dev aynaları"nı kırmaktır…

İlk olarak da kendimizi gördüğümüz aynadan başlamaya ne dersiniz?

Gerçek,
"İNSAN" olmayanın hiçbir şey olmadığı... olamayacağıdır.

DEV AYNALARI

Bir yazı paylaştık ne çok yorum gelmiş. Eeee artık havaya girdim gari, hadi bi şey daha paylaşayım. bakalım buna neler gelecek. :)))

Siz küçük bir çocukken, "çok büyük"tür büyükleriniz.
Her şeyi bilirler,
Her şeyin üstesinden gelirler,
En güçlü,
En kuvvetli,
En akıllı,
En becerikli,
En başarılı,
En yenilmezdirler.

Yıllar önce, küçük bir çocuğun limanda gördüğü transatlantik karşısında
"Babamdan bile büyük" diye dehşete düştüğünü duymuşsunuzdur.
Bütün çocuklar yaşarlar benzer duyguları.
Hayran olurlar,
Gurur duyarlar,
Övünürler,
Özenirler,
Taklit ederler.

Zaman geçer, çocukluktan çıkılır. Büyüklerin aslında "en büyük" olmadığı fark edilir.
Onların da:
Zaafları,
Zayıflıkları,
Bilmedikleri,
Beceremedikleri,
Eksik yanları,
Anlamadıkları,
Korkuları,
Yenilgileri vardır.
Yani kısaca "insan"dırlar.

Bunları fark etmek, biraz içini acıtır büyümüş çocukların;
Hayal kırıklığına uğratır,
Biraz öfkelendirir,
Biraz üzer,
İsyan ettirir,
Kabul etmekte zorlanılır.

Oysa onlar hep aynıdırlar. Hiç değişmemişlerdir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Aşık olursunuz. O mükemmel biridir.
Çok başarılı,
Çok güzel,
Çok yakışıklı,
Çok yetenekli,
Çok enteresan,
Çok güçlü,
Çok akıllı,
Çok dürüst,
Çok merttir,
İyi giyinir, güzel konuşur,
Sizi en iyi o anlar,
Sizi en çok o sever,
Size en uygun odur.
Dünyada böyle birinin var olduğuna inanamazsınız;
Daha önce tanımadığınıza yanarsınız,
Kimseyi yerine koyamazsınız.
Zaman geçer, "aşk" biter.

Bir bakarsınız onun da;
Zaafları,
Zayıflıkları,
Bilmedikleri,
Beceremedikleri,
Eksik yanları,
Anlamadıkları,
Korkuları,
Yenilgileri vardır.
Yani kısaca, "İNSAN"dır.

Yıkılırsınız,
Nefret edersiniz,
Pişmanlık duyarsınız,
Hem kendinize, hem ona kızarsınız,
Geçip giden yıllarınıza yanarsınız.

Oysa o hep aynıdır, hiç değişmemiştir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Bir "kahraman"a ihtiyacınız vardır. O kahraman sizin:
"Kurtuluş"unuz olabilir,
"Model"iniz olabilir.
Sizin için "umut" olabilir.
O, partinizin genel başkanı olabilir,
O, patronunuz olabilir,
O, işyerinizdeki müdürünüz olabilir.
O, herhangi biri olabilir.

Peşine takılırsınız.
O, karizmatiktir,
O, vizyon sahibidir,
O, misyon sahibidir,
O, marjinaldir,
O, liderdir,
O, korkmaz,
O, yılmaz,
O, kaçmaz,
O, başarır,
O, becerir,
O, yücedir.

Gün olur devran döner. Bir bakarsınız onun da,
zaafları,
zayıflıkları
bilmedikleri,
beceremedikleri,
eksik yanları,
anlamadıkları,
korkuları,
yenilgileri vardır.
Yani kısaca ''insan''dır.

Şaşırırsınız,
İnanamazsınız,
Anlayamazsınız,
Hoş karşılayamazsınız,
Kızarsınız,
Boşlukta kalırsınız.

Oysa o hep aynıdır, hiç değişmemiştir. Değişen sizdeki "ayna"dır.
"Dev aynası" yerini, herkesi olduğu gibi gösteren "normal ayna"ya bırakmıştır.

Bu hayal kırıklıkları yorar insanı, bu "gel-git"ler yıpratır.
En iyisi, hiç kimsenin "masal kahramanı" olmadığını peşinen kabul etmektir.

En iyisi, "dev aynaları"nı kırmaktır…

İlk olarak da kendimizi gördüğümüz aynadan başlamaya ne dersiniz?

Gerçek,
"İNSAN" olmayanın hiçbir şey olmadığı... olamayacağıdır.

Nice Yaşlara Kadriye, Sağlık ve Mutlulukla

Nice Yaşlara Kadriye, Sağlık ve Mutlulukla

YAĞMUR YAĞINCA SALYANGOZLAR, BAHÇEYE DOLUŞUYOR.


BİR GÜN , BİR TANESİNİ ALDIM, KENDİME MODEL YAPTIM, İŞİMİZ BİTİNCE DOĞAYA BIRAKTIM.

YAĞMUR YAĞINCA SALYANGOZLAR, BAHÇEYE DOLUŞUYOR.


BİR GÜN , BİR TANESİNİ ALDIM, KENDİME MODEL YAPTIM, İŞİMİZ BİTİNCE DOĞAYA BIRAKTIM.

METİN'CİĞİM,

HABERLERDE İZLEDİĞİMİZ BOTAŞ- BATMAN PATLAMALARI SANA YAKINMIYDI? BİR PROBLEM VARMI? İYİ MİSİNİZ?
CEVAP YAZ LÜTFEN...
SEVGİLERİMLE...

METİN'CİĞİM,

HABERLERDE İZLEDİĞİMİZ BOTAŞ- BATMAN PATLAMALARI SANA YAKINMIYDI? BİR PROBLEM VARMI? İYİ MİSİNİZ?
CEVAP YAZ LÜTFEN...
SEVGİLERİMLE...

İYİKİ DOĞDUUN KADRİYEEEE



DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUUUUN...

İYİKİ DOĞDUUN KADRİYEEEE



DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUUUUN...

16 Şubat 2011 Çarşamba

Çinli Filozof Chang Ying Yue'dan:

Her kim gün boyunca arı kadar aktif,
bir boğa kadar güçlü,
bir at kadar çalışkan olduğu halde,
akşam olunca bir köpek kadar bitkin eve dönüyorsa;
bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması,
kuvvetle muhtemeldir.

Hadi buda bloğun erkeklerine olsun :)))

Çinli Filozof Chang Ying Yue'dan:

Her kim gün boyunca arı kadar aktif,
bir boğa kadar güçlü,
bir at kadar çalışkan olduğu halde,
akşam olunca bir köpek kadar bitkin eve dönüyorsa;
bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması,
kuvvetle muhtemeldir.

Hadi buda bloğun erkeklerine olsun :)))

ERKEK NE İSTER?










"Pazarlama konusunda uzman ve yazılarını takip ettiğim ve zaman zaman alıntılar yaptığım bir siteden aldığım bu yazının bir kısmını Altıntaş'ın dostluk ve kahve temalı maili üzerine burada paylaşmak istedim. "

Başlıktaki bu soruyu, "Erkek seks ister." diye cevapladıysanız, doğru bildiniz. Evet, erkekler seks isterler; çünkü performanslarını kanıtlamak isterler, öncelikle kendilerine.

Ayrıca her türlü yarışma içeren oyun oynamak, izlemek isterler.

Bir de karınları acıktığında hemen yemek isterler.

Ayrıca şevkat isterler. Başka bir şey isterler mi bilmiyorum?

Fıkra gibi bir giriş oldu biliyorum ama bu yazıda anlatmak istediklerimi de bayağı iyi özetledi.

İsterseniz ciddi olarak bir kere daha sorarak başlayayım: Erkek ne ister?
Erkek güçlü olmak ister.

Ait olduğu grubun hiyerarşisini anlamak, liderin nasıl karar aldığını bilmek ve sistemin nasıl çalıştığını kavramak ister. Bir kere bu verileri deşifre ettikten sonra grup içinde kendine yer edinmek , yükselmek ister.

Bu özellikler, binlerce yıllık genetik kodlarında mevcuttur. Tek başına avlanıp, evine yemek götürmek zorunda olan bir erkek, grup olarak birlikte avlananlara göre daha zayıf ve korunmasızdır. Erkek için en büyük tehlike gruptan dışlanmaktır.

Bu nedenle bugünün şirket yapılarını anlamak, “açıkça söylenmemiş kuralları deşifre etmek”, “yükselmek için yapılması gerekenleri bilmek” bir erkeğin doğal olarak yapabildiği işlerdir.

Şirketlerin yapısı da, siyaset de, futbol da kendine özgü kuralları, mantığı olan sistemlerdir. Sistem kurmak ve herhangi bir sistemin kurallarını anlayıp bu sistemde hangi değişkenlerin, hangi sonuçları doğuracağını öngörebilmek erkeklerin genlerinde mevcuttur. (Kadınlar Mantıksız! Erkekler Duygusuz!)
Sadece iş ortamında değil erkekler boş zamanlarında da aynı davranış kalıbını gösterirler: Futboldaki sistem (4-4-2 veya 4-5-1 gibi) tartışmalarının erkeklere son derece cazip gelmesi ya da 40 yaşında iş güç sahibi erkeklerin, bir araya gelip, Play Station oynamaları da geçici bir heves değildir.

Bütün erkekler güçlü olmak mecburiyetinde olduklarını bilirler; çünkü güçlü olduklarında avladıkları avdan daha fazla pay alabilecekler ve çevredeki en güzel kadın tarafından seçilme şansına sahip olabileceklerdir.

Bu nedenle ait oldukları grubun hiyerarşisinde kaçıncı sırada olduklarını, kiminle iyi geçinip kime hükmedebileceklerini iyi bilirler. Erkeklerin siyasete yatkınlığının en önemli sebebi budur.

Mücadele, hırs, rekabet, başarı erkek dünyasına ait değerlerdir. Hayatta kalabilmek için güçlü olmaya programlanmış genleri ve toplum tarafından doğduğu günden itibaren aynı beklenti ile koşullanmaları nedeniyle erkekler için başarısızlık, “ölüm”le eş değer bir kavramdır.
Sürekli bir “yarışma” hali içinde olmaları ömür boyu devam eder. Erkeğin bu “performans endişesi” (performans anxiety) ancak emeklilik yaşında ortadan kalkar ve bambaşka biri olur.

ERKEK NE İSTER?










"Pazarlama konusunda uzman ve yazılarını takip ettiğim ve zaman zaman alıntılar yaptığım bir siteden aldığım bu yazının bir kısmını Altıntaş'ın dostluk ve kahve temalı maili üzerine burada paylaşmak istedim. "

Başlıktaki bu soruyu, "Erkek seks ister." diye cevapladıysanız, doğru bildiniz. Evet, erkekler seks isterler; çünkü performanslarını kanıtlamak isterler, öncelikle kendilerine.

Ayrıca her türlü yarışma içeren oyun oynamak, izlemek isterler.

Bir de karınları acıktığında hemen yemek isterler.

Ayrıca şevkat isterler. Başka bir şey isterler mi bilmiyorum?

Fıkra gibi bir giriş oldu biliyorum ama bu yazıda anlatmak istediklerimi de bayağı iyi özetledi.

İsterseniz ciddi olarak bir kere daha sorarak başlayayım: Erkek ne ister?
Erkek güçlü olmak ister.

Ait olduğu grubun hiyerarşisini anlamak, liderin nasıl karar aldığını bilmek ve sistemin nasıl çalıştığını kavramak ister. Bir kere bu verileri deşifre ettikten sonra grup içinde kendine yer edinmek , yükselmek ister.

Bu özellikler, binlerce yıllık genetik kodlarında mevcuttur. Tek başına avlanıp, evine yemek götürmek zorunda olan bir erkek, grup olarak birlikte avlananlara göre daha zayıf ve korunmasızdır. Erkek için en büyük tehlike gruptan dışlanmaktır.

Bu nedenle bugünün şirket yapılarını anlamak, “açıkça söylenmemiş kuralları deşifre etmek”, “yükselmek için yapılması gerekenleri bilmek” bir erkeğin doğal olarak yapabildiği işlerdir.

Şirketlerin yapısı da, siyaset de, futbol da kendine özgü kuralları, mantığı olan sistemlerdir. Sistem kurmak ve herhangi bir sistemin kurallarını anlayıp bu sistemde hangi değişkenlerin, hangi sonuçları doğuracağını öngörebilmek erkeklerin genlerinde mevcuttur. (Kadınlar Mantıksız! Erkekler Duygusuz!)
Sadece iş ortamında değil erkekler boş zamanlarında da aynı davranış kalıbını gösterirler: Futboldaki sistem (4-4-2 veya 4-5-1 gibi) tartışmalarının erkeklere son derece cazip gelmesi ya da 40 yaşında iş güç sahibi erkeklerin, bir araya gelip, Play Station oynamaları da geçici bir heves değildir.

Bütün erkekler güçlü olmak mecburiyetinde olduklarını bilirler; çünkü güçlü olduklarında avladıkları avdan daha fazla pay alabilecekler ve çevredeki en güzel kadın tarafından seçilme şansına sahip olabileceklerdir.

Bu nedenle ait oldukları grubun hiyerarşisinde kaçıncı sırada olduklarını, kiminle iyi geçinip kime hükmedebileceklerini iyi bilirler. Erkeklerin siyasete yatkınlığının en önemli sebebi budur.

Mücadele, hırs, rekabet, başarı erkek dünyasına ait değerlerdir. Hayatta kalabilmek için güçlü olmaya programlanmış genleri ve toplum tarafından doğduğu günden itibaren aynı beklenti ile koşullanmaları nedeniyle erkekler için başarısızlık, “ölüm”le eş değer bir kavramdır.
Sürekli bir “yarışma” hali içinde olmaları ömür boyu devam eder. Erkeğin bu “performans endişesi” (performans anxiety) ancak emeklilik yaşında ortadan kalkar ve bambaşka biri olur.

15 Şubat 2011 Salı

Merhaba

Sevgili arkadaşlar, uzun zamandır sayfayı takip ediyorum fakat bir türlü iki kelam edip yazamıyordum. Bu sabah işe başlamadan, arkadaşlarıma oğlumla birlikte bir merhaba diyeyim dedim. Bazı arkadaşlar sağolsunlar sayfamızı boş bırakmıyolar, ellerine sağlık. Gittikleri gördükleri yerlerden, güzel şeylerden bizleride haberdar ediyorlar. Benim de sayfamıza böyle bir katkım olsun istedim. Hepinizi çok özledim. Sevgiyle kalın...

Merhaba

Sevgili arkadaşlar, uzun zamandır sayfayı takip ediyorum fakat bir türlü iki kelam edip yazamıyordum. Bu sabah işe başlamadan, arkadaşlarıma oğlumla birlikte bir merhaba diyeyim dedim. Bazı arkadaşlar sağolsunlar sayfamızı boş bırakmıyolar, ellerine sağlık. Gittikleri gördükleri yerlerden, güzel şeylerden bizleride haberdar ediyorlar. Benim de sayfamıza böyle bir katkım olsun istedim. Hepinizi çok özledim. Sevgiyle kalın...

10 Şubat 2011 Perşembe

SEDİRHAN-LEFKOŞA

KIBRIS OSMANLI YÖNETİMİNE GEÇİNCE KIBRISIN DEĞİŞİK YERLERİNDE İMAR ÇALIŞMALARI OLMUŞ VE İPEK YOLUNUN BİR KOLUNUN KIBRISA UZANMASI DOLAYISIYLA DEVE KERVANLARININ KONAKLAMASI İÇİN SEDİRHAN(YADA BÜYÜK HAN) İNŞA EDİLMİŞ.İKİ KAPISI VARDIR.BİRİSİ DEVELERİN GEÇMESİ İÇİN DAHA YÜKSEK YAPILMIŞTIR.ŞİMDİ TURİSTİK AMAÇLI OLARAK KULANILAN SEDİRHANDA KAHVE VE ÇAY İÇEBİLECEĞİNİZ YERLER VE EL SANATLARI EŞYALARININ SATILDIĞI DÜKKANLAR BULUNMAKTADIR.BİLENLERİNİZ VARSA İZMİRDEKİ KIZLARAĞASI HANINA BENZEMEKTEDİR........

SEDİRHAN-LEFKOŞA

KIBRIS OSMANLI YÖNETİMİNE GEÇİNCE KIBRISIN DEĞİŞİK YERLERİNDE İMAR ÇALIŞMALARI OLMUŞ VE İPEK YOLUNUN BİR KOLUNUN KIBRISA UZANMASI DOLAYISIYLA DEVE KERVANLARININ KONAKLAMASI İÇİN SEDİRHAN(YADA BÜYÜK HAN) İNŞA EDİLMİŞ.İKİ KAPISI VARDIR.BİRİSİ DEVELERİN GEÇMESİ İÇİN DAHA YÜKSEK YAPILMIŞTIR.ŞİMDİ TURİSTİK AMAÇLI OLARAK KULANILAN SEDİRHANDA KAHVE VE ÇAY İÇEBİLECEĞİNİZ YERLER VE EL SANATLARI EŞYALARININ SATILDIĞI DÜKKANLAR BULUNMAKTADIR.BİLENLERİNİZ VARSA İZMİRDEKİ KIZLARAĞASI HANINA BENZEMEKTEDİR........

9 Şubat 2011 Çarşamba

BARBARLIK MÜZESİ...LEFKOŞA...







1963 yılının noel günü Lefkoşa'nın Kumsal semtine baskın düzenleyen Rumlar,o gece 50 kişiyi öldürmüşler.Bunların arasında Dr.Binbaşı Nihat İlhan'ın karısı ve üç çocuğunun
korkup saklandıkları banyonun küvetinde katledilmeleri çok acı vericidir.O evle ilgili çok detaya girmeden koyduğum 3 adet resmi gönderiyorum.Resimlerde sırasıyla Anıt,kanlı giysiler,ve küvet gözüküyor.ayrıca evde hala bol miktarda kurşun izi muhafaza edilmektedir.

BARBARLIK MÜZESİ...LEFKOŞA...







1963 yılının noel günü Lefkoşa'nın Kumsal semtine baskın düzenleyen Rumlar,o gece 50 kişiyi öldürmüşler.Bunların arasında Dr.Binbaşı Nihat İlhan'ın karısı ve üç çocuğunun
korkup saklandıkları banyonun küvetinde katledilmeleri çok acı vericidir.O evle ilgili çok detaya girmeden koyduğum 3 adet resmi gönderiyorum.Resimlerde sırasıyla Anıt,kanlı giysiler,ve küvet gözüküyor.ayrıca evde hala bol miktarda kurşun izi muhafaza edilmektedir.

Sercan'dan haber var :)

Mehmetcim, aradığın için sağolasın. İyiyim, çalışıyorum. Ama çok yoğunum, zaman zaman hafta sonları bile çalışıyorum.

Sizi izliyorum ama "modunuza" giremediğim için bir şey yazamıyorum.

Telefon ettiğini bilmiyorum. Daha doğrusu benim birisi iş diğer özel iki telefonum var. Özel telefonu zaman zaman (kendi kotası bitince yada bitmesin diye) benim küçük kız da kullanıyor. Onun elindeyken aradıysan meşgule vermiş olabilir. Bunun için ailecek özür dileriz.

19 Mayıs'ı blogtan takip edeceğim. Eğer denk düşürebilirsem gelmek isterim.

Tüm arkadaşlara selamlar

Sercan

Sercan'dan haber var :)

Mehmetcim, aradığın için sağolasın. İyiyim, çalışıyorum. Ama çok yoğunum, zaman zaman hafta sonları bile çalışıyorum.

Sizi izliyorum ama "modunuza" giremediğim için bir şey yazamıyorum.

Telefon ettiğini bilmiyorum. Daha doğrusu benim birisi iş diğer özel iki telefonum var. Özel telefonu zaman zaman (kendi kotası bitince yada bitmesin diye) benim küçük kız da kullanıyor. Onun elindeyken aradıysan meşgule vermiş olabilir. Bunun için ailecek özür dileriz.

19 Mayıs'ı blogtan takip edeceğim. Eğer denk düşürebilirsem gelmek isterim.

Tüm arkadaşlara selamlar

Sercan

8 Şubat 2011 Salı

NAMIK KEMAL'İN 3 YILINI GEÇİRDİĞİ ZİNDAN...





Yaklaşık olarak 1 yıl zemindeki ~5 m2 lik hücrede yatıyor.Daha sonra üst kata yerleşmesine izin veriliyor.Nisan 1873 den Haziran 1876 ya kadar kalıyor.Sonra affediliyor ve İstanbula dönüyor.Tarih tekerrürden ibaret demekki.Günümüzde de
muhalifler aynı eziyetleri çekiyorlar......Fotoğraflar Gazi Magosadan.....

NAMIK KEMAL'İN 3 YILINI GEÇİRDİĞİ ZİNDAN...





Yaklaşık olarak 1 yıl zemindeki ~5 m2 lik hücrede yatıyor.Daha sonra üst kata yerleşmesine izin veriliyor.Nisan 1873 den Haziran 1876 ya kadar kalıyor.Sonra affediliyor ve İstanbula dönüyor.Tarih tekerrürden ibaret demekki.Günümüzde de
muhalifler aynı eziyetleri çekiyorlar......Fotoğraflar Gazi Magosadan.....

4 Şubat 2011 Cuma

Aramıza Hoşgeldin Bekir !

Aramıza Hoşgeldin Bekir !

BEN ,,,ŞEKERİM ERİRİM,,, ŞEMSİYESİZ DOLAŞAMAMMM...


YAĞMUR AZICIK ÇİSELERKEN BİLE,,,
SERMİN ŞEMSİYE İLE DOLAŞTI...
KIZIM ŞEKERMİSİN,,, DEYİNCE,,,,
YOOKKKK DEDİ...
YAĞMUR DAMLALARININ ŞEMSİYEME DÜŞMESİ ÇOK HOŞUMA GİDİYOR DEDİ...
SAPANCA GÖLÜ KENARINDA, BACCE'DEYİZ...

BEN ,,,ŞEKERİM ERİRİM,,, ŞEMSİYESİZ DOLAŞAMAMMM...


YAĞMUR AZICIK ÇİSELERKEN BİLE,,,
SERMİN ŞEMSİYE İLE DOLAŞTI...
KIZIM ŞEKERMİSİN,,, DEYİNCE,,,,
YOOKKKK DEDİ...
YAĞMUR DAMLALARININ ŞEMSİYEME DÜŞMESİ ÇOK HOŞUMA GİDİYOR DEDİ...
SAPANCA GÖLÜ KENARINDA, BACCE'DEYİZ...

1 Şubat 2011 Salı

NOSTALJİ, KADRİYECİĞİM VE GÜLÇİNCİĞİM,,,


NEDEN BÖYLE HANIM HANIMCIK GİYİNMİŞİZ????

O GÜN BİR KUTLAMA FİLAN MI VARDI ACABA, HİÇ HATIRLAYAMADIM....

SİZ HATIRLADINIZ MI???

SEVGİLERİMLE...

NOSTALJİ, KADRİYECİĞİM VE GÜLÇİNCİĞİM,,,


NEDEN BÖYLE HANIM HANIMCIK GİYİNMİŞİZ????

O GÜN BİR KUTLAMA FİLAN MI VARDI ACABA, HİÇ HATIRLAYAMADIM....

SİZ HATIRLADINIZ MI???

SEVGİLERİMLE...